Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Bölgesi için kritik bir uyarıda bulundu. Marmara Denizi'nin altındaki fay hattının uzun süredir kırılmamış olmasının büyük bir risk taşıdığını belirten Görür, bölgede büyük bir depremin her an yaşanabileceğini ifade etti. Bu açıklama, özellikle İstanbul ve çevresinde yaşayan vatandaşlar arasında büyük bir endişe yarattı.

Marmara Fayı Alarm Veriyor

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi'nin ortasındaki fayın 1766 yılından bu yana kırılmadığını ve bu durumun büyük bir enerji birikimine neden olduğunu vurguladı. Bu biriken enerjinin er ya da geç açığa çıkacağını belirten Görür, "1999 depreminden itibaren 30 yıl içinde her an olmak kaydıyla deprem olma olasılığı, bugünkü revize edilmiş rakamla yüzde 47'dir" şeklinde konuştu.

Deprem İçin Ne Yapmalı?

Bu tür açıklamaların ardından vatandaşların aklına gelen en önemli soru, depreme karşı nasıl hazırlıklı olunması gerektiği oluyor. Uzmanlar, deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gerekenleri şu şekilde sıralıyor:

• Deprem çantası hazırlayın: İçinde su, yiyecek, ilk yardım malzemeleri, el feneri gibi temel ihtiyaçların bulunduğu bir çanta bulundurun.
• Evdeki eşyaları sabitleyin: Dolap, raf gibi devrilebilecek eşyaları duvara sabitleyin.
• Deprem anında sakin olun: Panik yapmadan güvenli bir yere sığının (sağlam bir masa altı gibi).
• Bina güvenliğini kontrol ettirin: Oturduğunuz binanın depreme dayanıklılığını uzmanlara kontrol ettirin.

Geçmişten Günümüze Deprem Gerçeği

Türkiye, jeolojik konumu nedeniyle deprem kuşağında yer almaktadır. Tarih boyunca birçok büyük deprem yaşayan ülkemizde, deprem bilincinin artırılması ve gerekli önlemlerin alınması hayati önem taşımaktadır. Özellikle Marmara Bölgesi gibi büyük şehirlerin bulunduğu bölgelerde, deprem riskine karşı daha duyarlı olunmalı ve hazırlıklar eksiksiz yapılmalıdır.

Prof. Dr. Naci Görür'ün bu uyarıları, Marmara Bölgesi'nde yaşayanlar için bir kez daha deprem gerçeğini hatırlatıyor. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, önlem almamak öldürür. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal olarak depreme karşı hazırlıklı olmak, olası bir felaketin etkilerini en aza indirmek için büyük önem taşımaktadır.