Yükseköğretim Alarm Veriyor! Talat Yavuz'dan Şok Analiz
Eğitim

Yükseköğretim Alarm Veriyor! Talat Yavuz'dan Şok Analiz


02 June 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 03 June 2025

Türkiye'de yükseköğretim sistemi, son yıllarda yapılan büyük yatırımlar ve kontenjan artışlarıyla dikkat çekiyor. Ancak, bu büyümenin beraberinde getirdiği sorunlar da tartışma konusu olmaya devam ediyor. Eğitimci Talat Yavuz, yükseköğretim sisteminin mevcut durumunu ve geleceğini değerlendirdiği analizinde çarpıcı noktalara değiniyor. Yavuz, yapılan yatırımlara rağmen sistemdeki bazı sorunların çözülemediğini ve hatta derinleştiğini vurguluyor. Peki, Türkiye yükseköğretimi nereye gidiyor? İşte Talat Yavuz'un dikkat çeken analizleri...

Büyük Yatırımlar, Büyük Sorunlar

Türkiye, son yıllarda yükseköğretime önemli miktarda bütçe ayırdı. Ülkenin dört bir yanında modern kampüsler inşa edildi, yurtlar ve pansiyonlar yapıldı. Her şehre bir üniversite açma hedefiyle, yükseköğretim kurumlarının sayısı hızla arttı. Vakıf üniversiteleri ve açık öğretim gibi farklı seçeneklerle, öğrenci sayısını artırmaya yönelik adımlar atıldı. Geçtiğimiz yıla kadar uygulanan ikinci öğretim sistemi de bu amaca hizmet ediyordu. Tüm bu çabalara rağmen, kontenjanların artmasıyla birlikte bazı bölümlere eksi netlerle öğrenci alınmaya başlandı. Bu durum, eğitim kalitesi ve niteliği konusunda endişelere yol açtı.

Kontenjanlar Doluyor mu, Nitelik Düşüyor mu?

Türkiye'de çağ nüfusu bir milyon yüz bin civarındayken, üniversitelerdeki toplam kontenjan sayısı bir milyon iki yüz bine ulaştı. Bu durum, kontenjanların doluluk oranını artırsa da, beraberinde bazı sorunları da getirdi. Özellikle bazı bölümlerde kontenjanların dolmaması, üniversitelerin öğrenci kabul şartlarını esnetmesine neden oldu. Bu da, eğitim kalitesinin düşmesi ve mezunların iş piyasasında rekabet gücünün azalması gibi sonuçlar doğurdu. Talat Yavuz, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyor.

Yükseköğretimin Geleceği Ne Olacak?

Türkiye yükseköğretimi, niceliksel olarak büyük bir büyüme gösterse de, niteliksel olarak aynı başarıyı yakalayamadı. Kontenjanların artması, üniversite sayısının çoğalması ve yapılan yatırımlar, tek başına yeterli değil. Yükseköğretimin geleceği için, eğitim kalitesinin artırılması, öğrenci odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi ve iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun programların geliştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, büyük yatırımlar yapılan ve kontenjanları artırılan yükseköğretim sistemi, beklenen faydayı sağlayamayacak ve ülke ekonomisine katkısı sınırlı kalacaktır.