Küresel ekonomi-politik sistem, tarihin en büyük dönüşümlerinden birini yaşıyor. Bir zamanların dev ekonomileri olarak anılan G7 ülkeleri, yerini Türkiye'nin de içinde bulunduğu E7 ülkelerine bırakıyor. Bu değişim, ekonomik, ticari ve siyasi arenada önemli kayıplara neden oluyor. Peki, bu tarihi dönüşümün ardındaki sır ne? Başkan Trump'ın dahi eleştirdiği "sanayisizleşme" hatası, Atlantik İttifakı ülkelerini nasıl etkiliyor?

Sanayisizleşme: Neoliberalizmin Acı Reçetesi

Neoliberal anlayışın son 40 yıldır gündeminde olan "sanayisizleşme", G7 ekonomilerinin sanayi sektöründen kademeli olarak çekilmesi, teknoloji üretimine odaklanması ve sanayi üretimini gelişmekte olan ülkelere kaydırması anlamına geliyor. 1990'ların sonunda Başkan Clinton'ın önerdiği G-20 platformu, bu süreci hızlandırmayı hedefliyordu. Türkiye'nin de dahil olduğu 11 gelişmekte olan ülke, G7 ülkelerinin sanayi malı ve enerji ihtiyacını karşılayacak, önemli ihracat gelirleri elde edecekti. G7 ülkeleri ise bu ülkelere teknoloji, sermaye ve hizmet sektöründe destek sağlayacaktı. Ancak bu plan, beklenen sonuçları vermedi.

Modelin Çöküşü ve Türkiye'nin Yükselişi

Modelin en hassas noktası, gelişmekte olan ülkelerin teknoloji ihtiyacını sürekli olarak G7 ülkelerinden karşılamasıydı. Ancak, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 11 ülke, G7 ülkelerinin tekelinde olduğunu düşündükleri yüksek teknoloji alanlarında yerli ve milli teknolojiler üretmeye başladı. Hatta, G7 ülkelerinden daha ucuza ve daha yüksek teknolojiye sahip ürünler üretmeyi başardılar. Bu durum, G7 ekonomileri için "bağımlılığın" artması anlamına geldi. Başkan Trump, bu durumu sert bir şekilde eleştirerek, önceki başkanların ABD ekonomisi için büyük bir "sanayisizleşme" hatası yaptığını vurguluyor.

• Türkiye'nin yerli ve milli teknoloji hamlesi
• G7 ülkelerinin teknoloji bağımlılığı sorunu
• Sanayisizleşmenin ekonomik sonuçları

Sanayisizleşmeye Tepkiler ve Yeni Sağın Yükselişi

ABD ve Avrupa'daki KOBİ'ler, neoliberal politikacılarının "sanayisizleşme" politikalarına tepki gösteriyor. Bu tepki, yeni sağ siyasetin yükselişinin de önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Birleşik Krallık'taki Brexit referandumu ve Avrupa'daki sanayi işçilerinin tepkileri, bu durumun somut örnekleri. Sektörlerin misyonunu tamamladığını ve sanayileşmenin önemsiz olduğunu savunanlar, ülkelerinin çıkarlarını göz ardı ediyor.

Sonuç olarak, Atlantik İttifakı'nın "sanayisizleşme" hatası, küresel ekonomik dengeleri değiştiriyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, bu süreçte önemli fırsatlar yakalıyor ve ekonomik bağımsızlıklarını güçlendiriyor. Gelecekte, sanayisini koruyan ve teknolojiye yatırım yapan ülkeler, küresel arenada söz sahibi olmaya devam edecek.