Avrupa Birliği (AB) genelinde şirket iflasları hızla artıyor. Eurostat'ın son verileri, 2025'in üçüncü çeyreğinde iflas başvurularında ciddi bir yükseliş olduğunu gösteriyor. Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler neler? Avrupa ekonomisi bir krizin eşiğinde mi?

İflas Başvurularındaki Artışın Nedenleri

İflas başvurularındaki artışın temelinde birkaç önemli faktör yatıyor. Bunlardan ilki, artan enerji fiyatları. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enerji maliyetlerinin yükselmesi, özellikle enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin karlılığını olumsuz etkiliyor. İkinci olarak, yüksek enflasyon tüketicilerin satın alma gücünü azaltarak talebi düşürüyor. Bu durum, özellikle perakende ve hizmet sektörlerindeki şirketleri zor durumda bırakıyor. Üçüncü olarak, tedarik zinciri sorunları hala devam ediyor. Küresel tedarik zincirindeki aksamalar, üretim süreçlerini sekteye uğratarak maliyetleri artırıyor.

Bu faktörlerin bir araya gelmesiyle, birçok şirket borçlarını ödemekte zorlanıyor ve iflas başvurusunda bulunmak zorunda kalıyor.

• Artan enerji fiyatları
• Yüksek enflasyon
• Tedarik zinciri sorunları

Eurostat Verileri Ne Anlama Geliyor?

Eurostat verileri, AB genelinde yeni şirket kayıtlarında bir önceki çeyreğe kıyasla artış olmasına rağmen, iflas başvurularındaki artışın çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu durum, ekonomide bir dengesizlik olduğunu ve bazı sektörlerin diğerlerine göre daha kırılgan olduğunu işaret ediyor. Özellikle, konaklama ve yiyecek hizmetleri sektöründe iflas başvurularının diğer sektörlere göre daha yüksek olduğu görülüyor. Bu durum, turizm sektörünün pandemi sonrası toparlanma sürecinin henüz tamamlanmadığını ve bu sektördeki şirketlerin hala zor durumda olduğunu gösteriyor.

Ek olarak, inşaat sektöründe de iflas başvurularında artış gözlemleniyor. Yüksek faiz oranları ve artan inşaat maliyetleri, yeni projelerin başlamasını zorlaştırıyor ve bu durum inşaat şirketlerinin karlılığını olumsuz etkiliyor.

Avrupa Ekonomisi Krizin Eşiğinde mi?

Avrupa'da iflas başvurularındaki artış, ekonomi için bir uyarı işareti olarak kabul edilebilir. Ancak, bu durumun hemen bir krize dönüşeceği anlamına gelmiyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve hükümetler, ekonomik büyümeyi desteklemek ve şirketlerin finansman olanaklarını iyileştirmek için çeşitli önlemler alıyor. Örneğin, ECB faiz oranlarını düşürerek ve likidite sağlayarak şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltmaya çalışıyor. Hükümetler ise vergi indirimleri ve kredi garantileri gibi teşviklerle şirketleri destekliyor.

Ancak, bu önlemlerin ne kadar etkili olacağı belirsizliğini koruyor. Eğer enerji fiyatları yüksek kalmaya devam ederse ve enflasyon düşmezse, iflas başvurularındaki artışın devam etmesi ve Avrupa ekonomisinin daha da zor durumda kalması olası.

Avrupa'da artan iflas başvuruları, ekonomik belirsizliğin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Yüksek enerji fiyatları, enflasyon ve tedarik zinciri sorunları şirketleri zor durumda bırakıyor. Avrupa Merkez Bankası ve hükümetlerin aldığı önlemlerin etkili olup olmayacağı ise zamanla görülecek. Ancak, mevcut durumun Avrupa ekonomisi için bir uyarı işareti olduğu açıkça ortada.