OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü),yayımladığı son Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini güncelledi. Küresel ekonomideki belirsizliklerin etkisiyle büyüme beklentileri aşağı yönlü revize edilirken, Türkiye ekonomisinin de bu durumdan etkileneceği öngörülüyor.

OECD'den Türkiye Ekonomisi İçin Yeni Büyüme Tahminleri

OECD, Türkiye ekonomisinin 2024 yılında %2,9 büyüyeceğini tahmin ediyor. Bu oran, daha önceki tahminlere göre bir miktar düşüş gösteriyor. Kurum, kademeli bir toparlanma sürecinin ardından büyümenin 2026'da %3,3'e çıkacağını öngörüyor. Ancak, küresel ekonomideki belirsizlikler ve ticaret politikalarındaki riskler bu toparlanmayı geciktirebilir.

Raporda, Türkiye'de yıllık bazda enflasyonun 2026'nın son çeyreğinde %15 civarına gerileyeceği tahmin ediliyor. Enflasyonla mücadeledeki başarı, sıkı para politikalarının devamlılığına ve makro ekonomik istikrarın korunmasına bağlı olacak.

Küresel Ekonomideki Belirsizlikler ve Türkiye'ye Etkileri

OECD, küresel ekonomiye yönelik büyüme tahminini de aşağı yönlü revize etti. Ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve jeopolitik riskler, küresel ekonomideki büyümeyi olumsuz etkiliyor. Bu durum, Türkiye gibi dış ticaretine bağımlı ekonomiler için de risk oluşturuyor.

• Küresel ekonomideki yavaşlama, Türkiye'nin ihracatını olumsuz etkileyebilir.
• Ticaret savaşları ve gümrük tarifelerindeki artışlar, Türkiye'nin rekabet gücünü azaltabilir.
• Jeopolitik riskler, yatırımcı güvenini zedeleyerek Türkiye'ye yönelik sermaye akışını engelleyebilir.

Türkiye ekonomisinin bu zorlu koşullara rağmen büyüme potansiyelini koruyabilmesi için yapısal reformların hayata geçirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gerekiyor. Özellikle, eğitim, teknoloji ve inovasyon alanlarındaki reformlar, Türkiye'nin uzun vadeli büyüme performansını destekleyebilir.

Enflasyonla Mücadelede Para Politikasının Rolü

Rapora göre, sıkı para politikası enflasyonun yavaşlamasında belirleyici oldu. Enflasyonun gerilemeye devam etmesi ve belirsizliklerin azalmasıyla, politika faizinde kademeli bir gevşeme için alan oluşması bekleniyor. Herhangi bir küresel veya ticari gerilim yaşanmadığı takdirde, politika faizinin 2026 sonunda %25'e düşeceği öngörülüyor.

Dezenflasyon sürecinin ilerlemesiyle, 2025 sonundan itibaren daha az sıkı para politikasının, tüketim ve yatırımları desteklemesi bekleniyor. Bu kapsamda, Türkiye'de makro ekonomik istikrar politikalarının sürdürülmesi ve enflasyonun kalıcı olarak hedefe yaklaşması için istikrar öncelikli politika çerçevesinin korunması tavsiye edilirken, öngörülebilir bir politika ortamının yatırımcı güvenini artırarak doğrudan yatırımların çekilmesine yardımcı olacağı tahmin ediliyor.

OECD'nin Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini düşürmesi, ekonomideki bazı zorluklara işaret ediyor. Ancak, Türkiye'nin potansiyelini gerçekleştirebilmesi için yapısal reformların hayata geçirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve enflasyonla mücadelede kararlılıkla devam edilmesi gerekiyor. Bu sayede, Türkiye ekonomisi uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme trendi yakalayabilir.