Barış Umudu Sürüyor: Toplumsal Girişimden Çağrı!
Gündem

Barış Umudu Sürüyor: Toplumsal Girişimden Çağrı!


26 August 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 26 August 2025

Barış için Toplumsal Girişim, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, savaşların ve silahlanmanın dünyayı kuşattığı bir dönemde barış ve demokrasi talebini yükseltmenin hayati olduğunu vurguladı. Savaşların gölgesinde barış umudunu yeşertmek mümkün mü? İşte detaylar...

Dünya Barış Günü'nde Umut Çağrısı

Açıklamada, silahlanma harcamalarının dünya genelinde tarihi seviyelere ulaştığına, Gazze’de binlerce can kaybına yol açan İsrail saldırılarının sürdüğüne, Ukrayna’dan Suriye ve Lübnan’a kadar birçok coğrafyanın savaş tehdidi altında olduğuna dikkat çekildi. Türkiye açısından ise, Kürt meselesinde demokratik çözüm için yeni bir fırsat doğduğuna işaret edilen açıklama şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz günlerde örgütün fesih, temsili silah bırakma ve demokratik zeminde yeniden yapılanma adımının ardından TBMM’de Kürt sorunun çözümü için bir komisyon kuruldu. Ancak komisyonun beşinci toplantısında Barış Anneleri’ne anadillerinde konuşma hakkı verilmedi. Bu durum, sorunun ancak evrensel hakların tanınmasıyla ve demokratikleşme adımlarıyla çözülebileceğini bir kez daha gösterdi.”

Bu durum, çözüm sürecinde demokratikleşmenin ve evrensel hakların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Toplumun Barışa Güveni Sarsılıyor Mu?

İktidarın barış sürecini kendi inisiyatifiyle sürdürmek istediği belirtilen açıklamada, bazı gelişmelerin toplumun barışa dair güvenini zedelediği kaydedildi. CHP’ye yönelik operasyonlar ve Rojava Kürt yerleşimlerine dönük tehditler, bu güvensizliğin önemli nedenleri arasında gösteriliyor.

Barış için Toplumsal Girişim, barışın ve demokrasinin ancak halkların ve toplumun örgütlü kesimlerinin asli aktörlüğüyle kurulabileceğini vurguladı:

“Barış ve demokrasi için inisiyatif iktidarda değil, barışa ve demokrasiye gerçekten ihtiyacı olan toplumda, halklarda olmalıdır. Emeğin, doğanın ve ezilenlerin haklarıyla buluşan barış talebi büyütülmelidir.”

Barış İçin Tam Zamanı Mı?

Açıklamanın sonunda şu önemli çağrı yapıldı:

“1 Eylül Dünya Barış Günü, ekmek, adalet, barış ve demokrasi talebini yükseltmenin zamanıdır. Kadın katliamlarına, çocuk istismarlarına, yoksulluğa ve adaletsizliklere karşı barışın sesiyle güçlenmenin tam zamanıdır. Ülkenin ve bölgenin dört bir yanında barış ve demokrasi sesini büyütelim, o sese sımsıkı sarılalım.”

Dünya Barış Günü, sadece bir anma değil, aynı zamanda barış için harekete geçme çağrısıdır. Bu çağrıya kulak vererek, toplum olarak barışın inşasında aktif rol almalıyız.

Barış için Toplumsal Girişim'in bu çağrısı, umutsuzluğun hakim olduğu bir dönemde, barışa olan inancı yeniden canlandırıyor. Ancak barışın sağlanması için sadece çağrılar yeterli değil. Toplumun her kesiminin, sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere kadar, bu sürece aktif olarak katılması gerekiyor. Aksi takdirde, barış sadece bir hayal olarak kalmaya devam edecektir.