
CHP'nin "Durumuna Göre" Demokrasi Anlayışı: Çalkala Hadi Adamım!
90'larda meşhur olmuş bir şarkı, CHP'nin demokrasi anlayışını sorgulatıyor: "Çalkala hadi adamım, devrine durumuna göre çalkala!" Peki, CHP ve demokrasi arasındaki bu ilişki ne kadar tutarlı? Demokrasi gerçekten herkese eşit mi, yoksa "durumuna göre" mi değişiyor?
Demokrasinin Temel İlkeleri ve CHP
Demokrasinin temel ilkeleri arasında özgürlük, eşitlik, siyasal temsil, siyasal katılım ve temel vatandaşlık hakları yer alır. Fikir, ifade ve vicdan hürriyeti, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet hakları gibi geniş kapsamlı haklar, tüm vatandaşları kapsar. Demokrasi, "Kim olursanız olun, hepinize eşit mesafedeyim" ilkesini savunur. Ancak, bu eşitlik ilkesi nerede bozuluyor? Şarkının dediği gibi, "Devrine durumuna göre" mi hareket ediliyor?
Demokrasiyi kendi çıkarlarına göre yorumlayanlar, onu bir ceket gibi dolapta saklayıp, sadece ihtiyaç duyduklarında kürsüye çıkarıp giyerler. Ya da Süleyman Demirel'in meşhur sözüyle, "Demokrasilerde çare tükenmez" diyerek, her şeyi "kitabına uydurmaya" çalışırlar. Demokrasiyi, hiçbir ayrım gözetmeksizin savunmak, konfor alanından çıkmayı ve muhalefetteyken iktidar olmayı gerektirir. Ancak CHP, bu konuda sığ ve samimiyetsiz söylemlerin ötesine geçememiştir.
Tarihsel Süreçte CHP ve Demokrasi
Türkiye'de demokrasi, tarihsel süreçte her zaman güçlü olanın elinde bir kılıç olmuştur. 80'lerin darbeci zihniyeti, 90'larda farklı kılıklara girerek devam etmiştir. İkna odaları, başörtüsü çilesi, din ve düşünce özgürlüğünün kısıtlanması gibi olaylar, demokrasi adına yapılan zulümler olarak tarihe geçmiştir. Moderniteyi ve demokrasiyi savunurken diktatör dili kullanmak, gün gelip kılıcı tutan eli kesecektir.
CHP'ye göre, o tarihlerde "hak, hukuk, adalet ve uçamayan uçurtmaya dönen demokrasi" henüz icat edilmemişti sanki! Daraltmacı zihniyet, kırk yıl sonra tersine dönen düzende CHP'nin de kapısını çalmıştır. 19 Mart 2025'te İBB Başkanı İmamoğlu'nun tutukluluk süreciyle başlayan sokak eylemleri, CHP'li kurmayların canhıraş demokrasi savunuculuğu, Türkiye tarafından yakından izlenmiştir. Bir kesim bu eylemleri desteklerken, bir kesim de CHP'nin samimiyetini sorgulamıştır. Belki de demokrasi, hak, hukuk ve adalet, CHP'ye ilk kez bu kadar lazım olmuştur. Çünkü onlar her daim dokunulmaz, ulaşılmaz, aydın, entelektüel ve buyrukçu idiler.
Günümüz CHP'si ve Demokrasi Anlayışı
İBB ve İBB'ye bağlı ilçelerde yaşanan gözaltılar ve tutuklamalar, milyonlarca vatandaşı sokağa dökmüştür. İmamoğlu olayı belki sadece bir bahane idi, ancak CHP ilk kez halkla bu kadar bütünleşmiştir. Özgür Özel, Saraçhane'de parti otobüsünden tüm Türkiye'ye sokağa inin çağrısı yapmıştır. Üniversiteli Z kuşağı günlerce eylemlere katılmış, derslere girmemiş ve çoğu öğrenci dönem kaybetmiştir. Gözaltına alınan ve hala tutuklu bulunan gençler vardır. Polis panzerleri, tomalar, gazlar ve tazyikli sular... Eylemcilerin polise attığı taşlar ve asitler... Ali Mahir'den avaz avaz yangına körük şov... Birkaç kadın milletvekili kameralara karşı fularlı rengarenk ceketli susmuyoruz korkmuyoruz çığlıklarıyla sahneye renk katmışlardır. Pikaçular, Mevleviler, LGBT'ler ve yüksek volüm hakçılık sloganları günlerce yükselmiştir yurdun dört bir yanında!
İşte size CHP usulü "Çoğulcu demokrasi"! Ancak, bu CHP, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi değildir. Atatürk halkçıydı, halkını severdi ve halkını kendi siyasi ikbali uğruna kullanmazdı. Peki sonra ne oldu, yani eylem/gösteri/miting?! Nereye dağıldı kalabalık? Z kuşağı ne düşünüyor? Üniversite gençliği, olayın anayasal eylem hakkını Özgür Özel'in partizan şımarıklığı uğruna heba ettiğinin farkına varmıştır. Onca genç, şu soruları kendine sormuştur: Bizi sokaklara döken irade kimdi? Hak hukuk adalet arayışımız niçin İmamoğlu hadisesini bekledi? Eylemler Ö. Özel'in mitingine dönüşürken acaba bizler kullanılmış olabilir miyiz?
CHP budur. Elde avuçta, otobüsün üstünde, tarım olmayan yerde temiz tekerlekli gıcır traktörlü mitingde, meclis önünde, izci çadırında, çığırtkan vekilde, hayalde, düşte, şaşkın ve değişken aslında ilahi komedya… Türkçü, Kürtçü, Dindar, Seküler, Sünni, Alevi biraz entel bazen sofist bazen komünist. Her şey gibi çok görünüp, hiçbir şey kadar azdır CHP…
CHP demokrasisinin şarkısıyla bitirelim yazıyı: Hepimize iyi kötü bir şeyler oldu, bir sana olmadı hayret?! Sen gerine gerine dolaşırken biz hayat kavgasında ha gayret! Sende hasar sıfır maşallah, dağları çamları bile yıkınca! Çalkala hadi adamım Devrine durumuna göre çalkala! Hadi kitabına uyduralım Ele aleme karşı zevahiri topla!
Sonuç olarak, CHP'nin demokrasi anlayışı, sık sık eleştirilen ve sorgulanan bir konu olmuştur. "Devrine durumuna göre" değişen bir demokrasi anlayışı mı, yoksa gerçekten herkese eşit mesafede duran bir demokrasi mi? Bu soru, CHP'nin gelecekteki siyasi duruşunu ve halkla ilişkilerini derinden etkileyecektir.