Sosyal medya, günümüzde hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak, özellikle çocuklar için sosyal medyanın bilinçsiz kullanımı ciddi tehlikeler barındırıyor. Türk Pediatri Kongresi'nde konuşan çocuk psikiyatristi Dr. Cemre Yaşöz, sosyal medyada çocukların birbirlerine 'meydan okuma oyunları' oynadıklarını ve bu oyunların ciddi sonuçlara yol açabileceğini vurguladı. Bu tür oyunlar, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit ederken, ailelerin de dikkatli olması gerektiğini gösteriyor.
Sosyal Medya Tuzaklarına Düşen Çocuklar
Dr. Yaşöz, 10-14 yaş arası çocukların bu tür tuzaklara daha fazla düştüğünü belirtiyor. Bu yaş aralığındaki çocukların risk alma eğilimleri yüksekken, risk değerlendirme yetenekleri henüz tam olarak gelişmediği için akranlarının baskısına daha açık hale geliyorlar. Bir akran grubuna ait olma arzusu, çocukları bu tehlikeli oyunlara katılmaya teşvik ediyor. Meydan okumalar ne kadar tehlikeli olursa, o kadar dikkat çekiyor ve takipçi kazanıyorlar. Bu durum, çocukların ilgi çekme ve kabul görme ihtiyaçlarını karşılamak için tehlikeli yollara başvurmasına neden oluyor.
Dr. Yaşöz'ün açıklamalarına göre, çocuklar bu oyunlara çeşitli şekillerde katılıyor. Örneğin, derilerine 20 saniye boyunca deodorant sıkmak, ciltte ciddi yanıklara yol açabiliyor. Daha da vahim olanı, çocukların birbirlerini ateşle yakmaları veya uyuyan arkadaşlarının üzerine kaynar su dökmeleri gibi eylemlerin yaşanması. Bu tür davranışlar, çocukların hem kendilerine hem de başkalarına zarar verme potansiyelini gözler önüne seriyor.
- Deodorant ile cilt yanıkları
- Ateşle yakma
- Kaynar su dökme
Ruh Sağlığı ve Aile İlgisinin Önemi
Araştırmalar, ruh sağlığı bozuk olan gençlerin ve çocukların bu tür meydan okuma oyunlarına daha fazla katıldığını gösteriyor. Aileden daha az ilgi gören ve bu nedenle de kabul görme arzusu daha fazla olan çocuklar, sosyal medyada bu tür tehlikeli davranışlara yönelebiliyor. Bu durum, ailelerin çocuklarıyla daha fazla ilgilenmesi, onların duygusal ihtiyaçlarını anlaması ve onlara güvenli bir ortam sunması gerektiğini vurguluyor.
Ailelerin çocuklarıyla açık iletişim kurması, onların sosyal medya kullanımını takip etmesi ve bu tür tehlikeli oyunlar hakkında bilinçlendirmesi büyük önem taşıyor. Çocukların sosyal medyada karşılaştıkları riskleri anlamaları ve bu tür durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini bilmeleri, onların güvenliğini sağlamak için kritik bir adım.
Sosyal Medya ve Genel Kültür
Sosyal medya, modern toplumun ayrılmaz bir parçası haline gelmiş olsa da, beraberinde getirdiği bazı riskler ve zorluklar bulunmaktadır. Özellikle çocuklar ve gençler için, sosyal medyanın bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımı ciddi sorunlara yol açabilir. Bu bağlamda, ailelerin, eğitimcilerin ve toplumun genel olarak sosyal medyanın olumlu ve olumsuz yönleri hakkında bilinçli olması ve gençleri bu konuda eğitmesi büyük önem taşır.
Sosyal medyanın olumlu yönleri arasında, bilgiye kolay erişim, iletişim kurma imkanı, farklı kültürleri tanıma fırsatı ve yaratıcılığı teşvik etme sayılabilir. Ancak, sosyal medyanın olumsuz yönleri de göz ardı edilmemelidir. Bunlar arasında, siber zorbalık, bağımlılık, yanlış bilgilendirme, gizlilik ihlalleri ve sağlıksız karşılaştırmalar yer alır.
Bu nedenle, sosyal medyanın bilinçli ve dengeli bir şekilde kullanılması, gençlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı için büyük önem taşır. Ailelerin, çocuklarının sosyal medya kullanımını takip etmesi, onlarla açık iletişim kurması ve onları bu konuda eğitmesi, gençlerin sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korunmasına yardımcı olabilir.
Unutulmamalıdır ki, sosyal medya sadece bir araçtır ve bu aracın nasıl kullanılacağı, bireylerin ve toplumun elindedir. Sosyal medyanın olumlu yönlerinden faydalanırken, olumsuz yönlerinden korunmak için bilinçli ve dikkatli olmak gerekmektedir.
Sosyal medyadaki bu tür meydan okuma oyunları, çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ailelerin bu konuda bilinçli olması, çocuklarıyla açık iletişim kurması ve onların sosyal medya kullanımını takip etmesi büyük önem taşıyor. Unutmayalım ki, çocuklarımızın güvenliği ve sağlığı her şeyden önce gelir.