Deprem Kalkanı: Yeni Yapı Denetim Yönetmeliği Neler Getiriyor?
Gündem

Deprem Kalkanı: Yeni Yapı Denetim Yönetmeliği Neler Getiriyor?


13 June 20255 dk okuma16 görüntülenmeSon güncelleme: 02 July 2025

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, deprem riskine karşı yapı güvenliğini artırmak amacıyla önemli bir adım attı. Yeni ‘Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’, ‘Dağıtım Tebliği’ ve ‘Ceza Tebliğinde’ yapılan değişikliklerle yürürlüğe girdi. Bu düzenlemeler, yapı denetim süreçlerinde hem teknik hem de idari alanlarda bir dizi yenilik getiriyor. Yapı denetim kuruluşlarının görev alanlarından, teminat sistemine, hizmet sözleşmesi esaslarından, iller arası görevlendirme şartlarına ve bedel hesaplama yöntemlerine kadar birçok konuda önemli değişiklikler yapıldı.

Yapı Güvenliğinde Yeni Dönem: Sigorta ve Teminatlar

Yeni yönetmelikle birlikte, yapı denetimi izin belgesi alma sürecinde teminat mektuplarına dair önemli bir genişleme yapıldı. Artık sadece bankaların değil, Türkiye’de yerleşik sigorta şirketlerinin sunduğu kefalet senetleri de geçerli kabul edilecek. Bu sayede, kefalet sigortaları yapı denetimi sektöründe alternatif bir güvence aracı olarak kullanılabilecek. Bu durum, yapı denetim firmaları için daha fazla seçenek sunarak, finansal esnekliklerini artıracak.

Yapı denetimi hizmet bedellerinin hesaplanmasına dair de detaylı bir düzenleme yapıldı. 2026 yılından itibaren, hizmet bedelleri her yıl Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ortalamasına göre güncellenecek. Bu, sektördeki fiyatlandırmanın daha şeffaf ve öngörülebilir olmasını sağlayacak.

Küçük Yapılar İçin Kolaylık ve İkamet Şartı

Vatandaşların yapı denetim hizmetinden daha kolay faydalanabilmesi için, yapı inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılar ile yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas kalan inşaat alanı 500 metrekare kadar olan yapılar, Elektronik Dağıtım Sistemi dışında tutuldu. Bu, küçük yapı sahiplerinin denetim süreçlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde tamamlamalarına olanak tanıyacak.

Yönetmelikle sözleşmelerin çerçevesi de daha net bir şekilde belirlendi. Bu binalar için vatandaşlar, belirleyecekleri yapı denetim kuruluşu ile yüzde 1,75 ile yüzde 3,50 arasında bir hizmet bedeli oranı ile denetim hizmet sözleşmesi imzalayabilecekler. Güçlendirme işlerinde ise denetim hizmet bedeli, hesaplanan bedelin en az yüzde 25’i oranında olacak.

Yapı denetim kuruluşlarının başka illerde görev alabilmesi için de yeni kurallar getirildi. Denetim elemanlarının ilgili ilde ikamet etmesi şartı getirildi. Ayrıca, bir ilde elektronik ortamda görevlendirilebilecek yerel bir kuruluş faaliyete geçtiğinde, dışarıdan gelen bir kuruluşa iş verilmeyecek. Bu düzenleme, yerel denetim kuruluşlarının desteklenmesini ve denetim kalitesinin artırılmasını amaçlıyor.

Sözleşme Fesihlerinde Yeni Düzenlemeler ve Ceza Uygulamaları

Yönetmelikteki sözleşme fesih gerekçelerinde de önemli değişiklikler yapıldı. Daha önce 6 ay olan iş yapmama süresi, 3 aya düşürüldü. Eğer bir inşaat 3 ay içinde başlatılmazsa, sözleşme feshedilecek. Ayrıca, yapı denetim kuruluşlarının kalıp ve donatı imalatını teslim alma, betona nezaret etme gibi mevzuat ile verilen denetim görevlerini yerine getirmemesi durumunda da sözleşmenin feshedilebilmesinin önü açıldı.

  • İnşaatın 3 ay içinde başlamaması durumunda sözleşme feshi
  • Denetim görevlerinin yerine getirilmemesi halinde sözleşme feshi
  • 45 ve üzerinde yapı denetim kuruluşu olan illerde iki alternatifli denetim kuruluşu ataması

Ceza tebliğinde yapılan düzenleme ile yeni yapılan bir bina 15 yıl içinde yıkılırsa veya inşaat sırasında komşu yapının yıkımına neden olunursa, yapı denetim firmasının faaliyetine son verilecek. Bu, yapı denetim firmalarının sorumluluklarını daha ciddiye almasını teşvik edecek ve yapı kalitesinin artmasına katkı sağlayacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yeni yapı denetim yönetmeliği, Türkiye'deki yapı sektöründe önemli bir dönüşümün başlangıcı olabilir. Getirilen yenilikler ve sıkılaştırılan denetim mekanizmaları sayesinde, binaların daha güvenli ve dayanıklı olması hedefleniyor. Bu düzenlemeler, özellikle deprem kuşağında yer alan ülkemiz için hayati önem taşıyor ve gelecekte yaşanabilecek olası felaketlerin etkilerini en aza indirme potansiyeli taşıyor.