25 Nisan 2025 Cuma

Deprem mi Öldürür? İşte Türkiye'nin Acı Gerçeği!

Türkiye, deprem kuşağında yer alması sebebiyle sürekli bir risk altında yaşıyor. Peki, bu coğrafi kaderi değiştirmek mümkün mü? "Deprem değil, binalar öldürür" gerçeğiyle yüzleşirken, devletin ve vatandaşın üzerine düşen sorumluluklar neler? İşte bu soruların cevapları ve depremle yaşamayı öğrenmek için yapılması gerekenler.

Devletin Rolü: Destek ve Adil Politikalar

Deprem güvenliği, bireysel çabalarla aşılabilecek bir sorun olmaktan çok uzakta. Özellikle maddi imkanı kısıtlı olan vatandaşlara devletin "kol kanat germesi" gerekiyor. Kentsel dönüşüm projeleri, sadece beton yığınlarını yenilemekten ziyade, güvenli yaşam alanları inşa etme amacını taşımalıdır.

  • Düşük faizli krediler
  • Hibe destekleri
  • Vergi avantajları

Bu tür desteklerle vatandaşın yükü hafifletilmelidir. Denetim mekanizmaları sıkı bir şekilde işletilmeli ve "kağıt üzerinde sağlam" binalar yerine, gerçekten dayanıklı yapılar inşa edilmelidir. Şeffaf ve hızlı süreçlerle vatandaşın önündeki bürokratik engeller kaldırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, devletin sunduğu imkanlar bir lütuf değil, bu ülkede güvenle yaşama hakkımızın bir gereğidir.

Vatandaşın Sorumluluğu: İşbirliği ve Duyarlılık

Devletin çabaları tek başına yeterli değil. Vatandaşın sürece aktif katılımı olmadan sağlam bir yapı stoğuna ulaşmamız mümkün değil. Bu noktada dikkat edilmesi gerekenler:

  • Destekleri doğru kullanmak: Devletin sağladığı kredileri "en ucuz ve hızlı" çözüme değil, "en güvenli" olana yönlendirmek zorundayız.
  • Denetimlere destek olmak: Binamızın riskli olduğunu bildiğimiz halde "bana bir şey olmaz" diyerek göz yummak, geleceğimize ihanettir.
  • Komşuluk dayanışması: "Sen binanı güçlendirirsen, ben de güçlendiririm" anlayışı yaygınlaşmalıdır.

Ortak Akıl, Ortak Gelecek

Deprem riski, siyasi görüş, sosyal statü veya ekonomik durum ayrımı yapmıyor. Binalarımızın sağlam olup olmaması, hepimizin ortak kaderini belirliyor. Devlet, vatandaşına güvenmeli; vatandaş ise devletin desteğini istismar etmemelidir. Unutmayalım: Deprem öldürmez, ihmal öldürür. Bugün atacağımız her akılcı adım, yarın çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olacaktır. Çünkü güvenli binalar, güvenli hayatlar demektir.

Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği bu dönemde, devletin ve vatandaşın işbirliği içinde hareket etmesi hayati önem taşıyor. Sağlam yapılar inşa etmek, sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda gelecek nesillere karşı bir sorumluluktur. Bu bilinçle hareket ederek, depremle yaşamayı öğrenmek ve güvenli bir gelecek inşa etmek mümkün.

İlgili Haberler