Eğitimde Liyakat Alarmı! Atamalar Neden Tartışma Yaratıyor?
Gündem

Eğitimde Liyakat Alarmı! Atamalar Neden Tartışma Yaratıyor?


21 October 20255 dk okuma49 görüntülenmeSon güncelleme: 05 December 2025

Türkiye'de eğitim sisteminin en kritik noktalarından biri olan eğitim yöneticilerinin atanması, uzun zamandır tartışma konusu. Liyakat ilkesinin yeterince gözetilmemesi, okulların başarısından öğretmen motivasyonuna kadar birçok alanda sorunlara yol açıyor. Peki, bu sorunların temelinde ne yatıyor ve çözüm için neler yapılmalı?

Liyakat Neden Bu Kadar Önemli?

Eğitim kurumları, toplumların geleceğini şekillendiren en önemli yapılardan biridir. Bu kurumların başarısı, sadece eğitim programlarının kalitesine değil, aynı zamanda yöneticilerinin niteliklerine de bağlıdır. Liyakat, bir kişinin göreve uygunluk ve yeterliliğini ifade eder. Eğitim yöneticilerinin atanmasında liyakat ilkesinin ön planda tutulması, okulların verimli bir şekilde yönetilmesini, kaynakların doğru kullanılmasını ve öğretmenlerin motive olmasını sağlar. Ancak, Türkiye'de bu ilkenin yeterince uygulanmaması, ciddi sorunlara davetiye çıkarıyor.

Liyakat temelli olmayan atamalar, yönetim süreçlerinde belirsizliklere, kayırmacılığa ve motivasyon eksikliğine yol açar. Bu durum, okulların başarısızlık riskini artırırken, eğitim sisteminin genel verimliliğini düşürür. Bu nedenle, eğitim yöneticilerinin atanmasında adil, şeffaf ve liyakata dayalı kriterlerin uygulanması, hem bireysel hem de kurumsal başarıyı artıracak, eğitim sisteminin bütünlüğünü ve sürdürülebilirliğini güçlendirecektir.

Türkiye'deki Atama Sorunları ve Çözüm Önerileri

Türkiye'de eğitim yöneticisi atamaları genellikle geçici görevlendirme yazılarıyla yapılmaktadır. Bu durum, yöneticilerin pozisyonlarının kalıcı olup olmayacağından emin olamamalarına yol açmakta ve görevlerini "her an değiştirilebilirim" düşüncesiyle yürütmelerine sebep olmaktadır. Bu durumun yarattığı sorunlar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Yöneticilerin yeterince motive olamaması
  • Uzun vadeli planlama ve stratejik yönetim konusunda isteksizlik
  • Okul yönetiminin etkinliğinin olumsuz etkilenmesi
  • Sürdürülebilir başarı ve istikrarlı yönetim kültürünün oluşmasının zorlaşması

Peki, bu sorunların üstesinden gelmek için neler yapılabilir?

  • Eğitim yöneticisi atamalarında yazılı sınav sonuçları belirleyici olmalı, mülakatlar ise sadece tamamlayıcı bir rol üstlenmelidir.
  • Atama süreçleri şeffaf olmalı ve bağımsız denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.
  • Yönetici adaylarına yönelik hizmet içi eğitim ve gelişim programları düzenlenmeli, liderlik ve yönetim becerileri geliştirilmeye çalışılmalıdır.
  • Atama süreçlerinde sendikal aidiyetler ve siyasi görüşler etkili olmamalıdır.

Liyakat Esaslı Atamaların Önemi

Liyakat esaslı yönetici atamaları, eğitim kurumlarının etkinliğini artırır. Bu tür atamalar, yöneticilerin pedagojik bilgi ve liderlik becerilerini kullanarak okulun verimli çalışmasını sağlar. Ayrıca, liyakat ilkesine dayalı atamalar, öğretmenlerin motivasyonunu artırır ve okul kültürünün güçlenmesine katkı sağlar.

Türkiye'de hâlihazırda uygulanan sistemde ise siyasi, ideolojik veya sosyal bağlantılar gibi liyakat dışı kriterler ön planda tutulduğunda, yönetim süreçlerinde aksaklıklar, kaynakların verimsiz kullanımı ve okul başarısında düşüş gözlemlenmektedir. Bu nedenle, eğitim yöneticisi atama süreçlerinin şeffaf, ölçülebilir ve liyakata dayalı kriterlerle düzenlenmesi, hem okulların performansını artıracak hem de eğitim sisteminin bütünlüğünü ve toplumun eğitimden beklentilerini karşılamasını sağlayacaktır. Liyakat esaslı yönetici atamaları, yalnızca eğitim kurumlarının değil, toplumun genel olarak bilgi, beceri ve değerler kazanımı açısından da sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak, liyakat ilkesinin sistematik bir şekilde uygulanması, Türkiye eğitim sisteminin kalitesini yükseltmenin ve toplumsal beklentilere etkin bir şekilde cevap vermenin en temel şartıdır. Eğitimde başarı, ancak liyakatli liderlerin elinde gerçekleşebilir.