Fatih Akın, 78. Cannes Film Festivali'nde yeni filmi "Amrum" ile gündeme gelirken, Türkiye'deki antidemokratik uygulamalarla ilgili yaptığı açıklamalarla da dikkat çekti. Ünlü yönetmenin bu açıklamaları, Türkiye'de kültür ve sanat dünyasına yönelik baskıların uluslararası alanda yeniden tartışılmasına yol açtı.

Fatih Akın'dan Sert Eleştiriler

"Duvara Karşı", "Paramparça" ve "Köprüyü Geçmek" gibi başarılı filmlere imza atan Fatih Akın, menajeri Ayşe Barım'ın tutuklanmasına sert tepki gösterdi. Barım'ın tamamen suçsuz olduğunu vurgulayan Akın, Türkiye'ye dönmenin kendisi için riskli olabileceğini belirterek ülkenin "mafyalar" tarafından yönetildiğini iddia etti. Hakkında resmi bir yakalama kararı olmamasına rağmen, Akın, Türkiye'deki değer yargılarının kendisi için sarsıcı olduğunu ifade etti ve bazı siyasilerin iktidarda kalmak için her şeyi yapabileceğini, Erdoğan'ın da bunlardan biri olduğunu söyledi.

Ayşe Barım, Ocak 2025'te tutuklanmış ve 2013 Gezi Parkı protestoları nedeniyle "hükümeti devirmeye çalışmak" suçlamasıyla karşı karşıya. Hakkında 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Fatih Akın, Barım'a yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu savunarak, Osman Kavala ile olan bağlantısının kendisi üzerinden olduğunu açıkladı. Akın, Kavala'nın "The Cut" filmini finanse ettiğini ve Ayşe Barım'ın da menajeri olarak bu süreçte yer aldığını belirtti. Yönetmen, savcıların kendisini de "Erdoğan'a karşı darbe planlayan çetenin bir üyesi" olarak göstermeye çalışabileceğinden endişe duyduğunu dile getirdi.

Türkiye'deki Gelişmeler ve Tepkiler

Fatih Akın'ın eleştirileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanmasının ardından başlayan protestolarla aynı döneme denk geldi. Muhalefet ve insan hakları örgütleri, İmamoğlu'nun 2028 seçimlerinde Erdoğan'a rakip olmasını engellemek için tutuklandığını düşünüyor. O günden bu yana birçok gazeteci ve siyasetçi gözaltına alındı, İmamoğlu'nun sosyal medya hesabı ise erişime engellendi. Bu gelişmeler, Türkiye'deki siyasi gerginliği daha da artırmış durumda.

• Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması: Muhalefet tarafından siyasi bir hamle olarak değerlendiriliyor.
• Gözaltılar ve sosyal medya engellemeleri: İfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar olarak görülüyor.
• Fatih Akın'ın eleştirileri: Türkiye'deki baskıcı ortamı uluslararası kamuoyuna taşıyor.

Fatih Akın'ın Türkiye'ye yönelik sert eleştirileri ve menajerinin tutuklanması, ülkedeki siyasi ve hukuki durumun uluslararası arenada tartışılmasına neden oldu. Bu durum, Türkiye'nin imajı ve uluslararası ilişkileri açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Özellikle sanat ve kültür dünyasına yönelik baskıların artması, ülkenin itibarını zedeleyebilir ve yabancı yatırımcıların güvenini sarsabilir.