Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Madleen gemisi, İsrail askerlerinin baskınına uğradı. Gemide bulunan aktivistlerin akıbeti merak konusu olurken, İsrail ordusu aktivistleri gözaltına alarak Aşdod Limanı'na götüreceğini açıkladı. Bu olay, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Madleen Gemisi Baskını: Neler Yaşandı?

Özgürlük Filosu Koalisyonu'na ait Madleen gemisi, 1 Haziran'da Gazze'ye doğru yola çıktı. Ancak, Akdeniz sularında İsrail ordusuna bağlı deniz komandolarının baskınına uğradı. Gemide bulunan Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan, Almanya vatandaşı Yasemin Acar, Türkiye'den Hüseyin Şuayb Ordu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu çok sayıda aktivist gözaltına alındı. Özgürlük Filosu Koalisyonu (FFC),yaptığı açıklamada, "Madleen ile irtibat kesildi. İsrail ordusu gemiye çıktı. Madleen gemisindeki gönüllüler, İsrail ordusu tarafından kaçırıldı," ifadelerini kullandı.

Gemi içerisinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Şuayb Ordu, paylaştığı videoda İsrail dronelarının gemiye beyaz bir kimyasal madde döktüğünü iddia etti. Gözaltına alınan aktivistler, serbest bırakılmaları için İsrail üzerinde baskı kurulmasını istedi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı ise, aktivistlere su ve sandviç verdikleri görüntüleri paylaşarak, aktivistlerin güvende olduğunu savundu ve "Şov sona erdi," açıklamasında bulundu.

Uluslararası Tepkiler ve Sonuç

Olayın ardından uluslararası kamuoyundan tepkiler yükseldi. İsrail'in bu eylemi, uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirildi. FFC Basın Koordinatörü Yasemin Acar'ın ekibi, Acar gözaltındayken şu açıklamayı yaptı: "İsrail, uluslararası hukuku bir kez daha – tamamen cezasız kalarak – ihlal ediyor. İnsani bir gemiyi uluslararası sularda durdurarak İsrail, denizcilik ve insancıl hukuku bir kez daha ayaklar altına alıyor."

İsrail ordusu, Madleen yelkenlisinin Aşdod Limanı'na götürüleceğini ve aktivistlerin ülkelerine gönderileceğini bildirdi. Bu olay, İsrail-Filistin ilişkilerindeki gerginliği bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu tür olaylar, bölgedeki barış çabalarını sekteye uğratırken, insani yardım çalışmalarının engellenmesi de büyük bir sorun teşkil ediyor. Uluslararası toplumun, bu tür olayların önüne geçmek için daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Aksi takdirde, Gazze'deki insani krizin daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacaktır.