"İçki Kötülüklerin Anasıdır" Sözü Cezası! Şok Tahliye Kararı
Gündem

"İçki Kötülüklerin Anasıdır" Sözü Cezası! Şok Tahliye Kararı


25 October 20255 dk okuma5 görüntülenmeSon güncelleme: 25 October 2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, "Soğuk Savaş" rumuzlu sosyal medya hesaplarından yapılan bir paylaşım büyük yankı uyandırmıştı. Paylaşımda, "İçki tüm kötülüklerin anasıdır" hadis-i şerifi üzerinden Hz. Muhammed ile ilgili "halkı tahrik edici ve nefret söylemine yönlendirici nitelikte paylaşımlar yapıldığı" iddiası soruşturmanın fitilini ateşledi.

Olayın Arka Planı

Söz konusu paylaşımların ardından gözler, programın sunucusu Boğaçhan Soydemir ve Enes Akgündüz'e çevrilmişti. 23 Eylül'de tutuklanan ikilinin 4.5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanması talep edilmişti. Bu durum, kamuoyunda geniş bir tartışma yaratmış ve ifade özgürlüğü sınırları sorgulanmaya başlanmıştı.

Mahkeme Kararı ve Tahliye

Davanın seyrinde yaşanan gelişmeler ise oldukça dikkat çekiciydi. Mahkeme, Boğaçhan Soydemir ve Enes Akgündüz'e 7'şer ay 15'er gün hapis cezası verilmesine hükmetti. Ancak, bu kararın hemen ardından tahliye kararı da çıktı. Bu durum, hukuk çevrelerinde farklı yorumlara neden oldu. Bazı hukukçular, kararın ifade özgürlüğü açısından önemli bir mesaj içerdiğini savunurken, bazıları ise cezanın yetersiz olduğunu ileri sürdü.

İfade Özgürlüğü ve Sınırları

Bu olay, bir kez daha ifade özgürlüğü ve nefret söylemi arasındaki ince çizgiyi gündeme getirdi. İfade özgürlüğü, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarından biri olsa da, başkalarının haklarını ihlal eden, nefret ve düşmanlığı körükleyen ifadelerin de bir sınırı olmalıdır. Bu sınırın nerede başlayıp nerede bittiği ise, her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken hassas bir konudur.

Türkiye'de ifade özgürlüğü, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Ancak, bu özgürlüğün kullanımı, başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma, kamu düzenini sağlama gibi meşru amaçlarla sınırlandırılabilir. Bu tür sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun, ölçülü ve orantılı olması gerekmektedir.

Sonuç olarak, Boğaçhan Soydemir ve Enes Akgündüz'e verilen hapis cezası ve ardından gelen tahliye kararı, ifade özgürlüğü, nefret söylemi ve din özgürlüğü gibi temel haklar arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, toplum olarak bu konularda daha bilinçli ve duyarlı olmamızı, farklı görüşlere saygı duymayı ve hoşgörüyü teşvik etmemizi gerektirmektedir. Unutulmamalıdır ki, özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, ancak karşılıklı saygı ve anlayışla mümkündür.