İstanbul Esenyurt'ta bulunan ve binlerce aracın her gün kullandığı Balıkyolu Köprüsü, endişe verici bir durumda. Köprüden dökülen beton parçaları ve açığa çıkan demirler, çevrede yaşayanları tedirgin ediyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan'ın uyarıları ise durumun vahametini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, köprünün taşıma kapasitesinin azaldığını ve acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor.

Köprüdeki Tehlikeye Dikkat Çekildi

Balıkyolu Köprüsü'ndeki sorunlar uzun süredir devam ediyor. Köprü kolonlarından düşen beton parçaları ve kirişlerdeki demirlerin görünmesi, köprünün yapısal sağlığı hakkında ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, köprünün durumunu yerinde inceleyerek çarpıcı tespitlerde bulundu:

"Yükten dolayı artık demir kesiti o kadar küçülmüş ki burkulma bile var. Demiri koruyan beton kaplama kaybolmuş artık. Bu ne demektir? 'Ben göçüyorum, bana çare üretin, yoksa ben göçeceğim' demektir."

Bu sözler, köprünün mevcut durumunun ne kadar kritik olduğunu açıkça gösteriyor. Uzmanlar, köprüde meydana gelen hasarın, aşırı yüklenme ve yetersiz bakımdan kaynaklandığını belirtiyor.

Olası Riskler ve Alınması Gereken Önlemler

Köprüdeki yapısal sorunların giderilmemesi durumunda, olası bir göçme tehlikesi büyük bir felakete yol açabilir. Özellikle yoğun trafik saatlerinde köprüyü kullanan binlerce araç ve insanın hayatı tehlikeye girebilir. Bu nedenle, yetkililerin ivedilikle harekete geçerek gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor.

• Köprü trafiğe kapatılarak detaylı bir inceleme yapılmalı.
• Yapısal sorunlar tespit edilerek acil onarım çalışmaları başlatılmalı.
• Köprünün taşıma kapasitesi yeniden hesaplanmalı ve gerekli güçlendirme çalışmaları yapılmalı.
• Uzun vadede, köprünün yerine yeni bir köprü inşa edilmesi değerlendirilmeli.

Bu önlemlerin alınması, hem köprüyü kullananların güvenliğini sağlayacak hem de olası bir felaketin önüne geçecektir.

Sonuç

İstanbul Balıkyolu Köprüsü'ndeki durum, şehirdeki diğer köprülerin de incelenmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Düzenli bakım ve onarım çalışmaları yapılarak köprülerin güvenliği sağlanmalı ve olası riskler en aza indirilmelidir. Aksi takdirde, benzer sorunlar diğer köprülerde de yaşanabilir ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. Yetkililerin bu konuda hassasiyet göstermesi ve gerekli adımları atması, İstanbul'un güvenliği için hayati önem taşıyor.