İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Katar'dan özür dilemesi, İsrail siyasetinde deprem etkisi yarattı. Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Netanyahu'nun bu hamlesine sert tepki göstererek, hükümet içinde büyük bir ayrılığın sinyallerini verdi.

Netanyahu'nun Özrü: Münih Anlaşması Benzetmesi

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Netanyahu'nun Katar'dan özür dilemesini, tarihteki Münih Anlaşması'na benzeterek şunları söyledi: "Bugün, 29 Eylül 1938'de imzalanan Münih Anlaşması'nın yıldönümü. İngiltere, aşağılanma ile savaş arasında seçim yapmalıydı. Aşağılanmayı seçti ve bu nedenle savaşmak zorunda da kalacak." Smotrich, bu sözlerle Netanyahu'nun özrünü "Terörü destekleyen ve finanse eden bir ülkeye yalakalık yaparak özür dilemek bir utançtır" şeklinde nitelendirdi.

Ben-Gvir'den Sert Eleştiri: Saldırıyı Savundu

Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de Netanyahu'nun özrüne tepki göstererek, Doha'ya düzenlenen saldırının "önemli, adil ve ahlâki" olduğunu savundu. Ben-Gvir, Katar'ın teröre destek verdiğini iddia ederek, özür dilenmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Olayın Arka Planı: Doha'ya Hava Saldırısı ve Özür Telefonu

İsrail ordusu, 9 Eylül'de Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya savaş uçaklarıyla saldırı düzenlemişti. Saldırıda Hamas Siyasi Büro üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu ile 4 Hamas mensubu ve bir Katar polisi olmak üzere 6 kişi hayatını kaybetmişti. Netanyahu, ABD ziyaretinde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'yi telefonla arayarak bu saldırıdan dolayı özür dilemişti.

• 9 Eylül: İsrail ordusu Doha'da Hamas'a ait binaya saldırdı.
• 6 kişi: Saldırıda hayatını kaybetti.
• Netanyahu: Katar'dan özür diledi.

Netanyahu'nun bu özrü, İsrail içinde büyük bir tartışma başlatırken, hükümetin geleceğiyle ilgili soru işaretlerini de beraberinde getirdi.

Netanyahu'nun Katar'a yönelik özrü, İsrail'de siyasi bir deprem yaratmış durumda. Aşırı sağcı ortaklarının sert tepkileriyle karşılaşan Netanyahu'nun, bu durumdan nasıl bir stratejiyle çıkacağı merak konusu. İsrail siyasetindeki bu beklenmedik gelişme, bölgedeki dengeleri de etkileyebilir.