Suriye’de İsrail’in Yeni Stratejisi: Fırat’ın Doğusu
Suriye’nin kuzeydoğusunda, terör örgütü PKK/YPG’nin kontrolündeki bölgeler, İsrail ve ABD’nin dikkatini çekiyor. Davut Koridoru Planı kapsamında, Fırat’ın doğusundaki zengin petrol, doğalgaz rezervleri ve tarım arazileri, İsrail’in yeni yaşam alanı olarak değerlendiriliyor. Bölgedeki enerji kaynaklarının yanı sıra su politikaları da yeni bir paradigmanın oluşmasına neden oluyor.
Enerji Kaynakları ve Stratejik Önemi
Suriye’nin kuzeydoğusundaki petrol ve doğalgaz rezervleri, ülkenin en önemli gelir kaynakları arasında yer alıyor. Haseke’deki Rimelan Petrol Sahası günde yaklaşık 100 bin varil petrol üretiyor. Ayrıca, El Ömer petrol sahasında günlük 40 bin varil, Cabsa’da ise 15 bin varil petrol çıkarılıyor. Bu kaynaklar, PKK/YPG’nin finansal gücünü artırırken, bölgenin stratejik önemini de ortaya koyuyor.
- Rimelan Petrol Sahası: Günde 100 bin varil petrol üretimi.
- El Ömer Petrol Sahası: Günde 40 bin varil petrol üretimi.
- Cabsa Petrol Sahası: Günde 15 bin varil petrol üretimi.
Su Kaynakları ve Tarım Potansiyeli
Fırat Nehri üzerindeki Tabka Barajı, yıllık 11,7 milyar metreküp su depolama kapasitesiyle bölgenin tarım arazilerinin sulanmasında kritik rol oynuyor. Tişrin Barajı ise hem elektrik üretimi hem de su kaynağı olarak kullanılıyor. Bu kaynaklar, Suriye’nin buğday üretiminin yaklaşık %80’ini karşılayan bölgenin tarımsal potansiyelini destekliyor.
Prof. Dr. Sait Yılmaz, “Fırat’ın doğusu, Suriye’nin buğday, arpa ve pamuk üretiminin kalbi durumunda. Yıllık 2,5 milyon ton buğday ve 1,5 milyon ton arpa üretimiyle bölge, tarımsal açıdan büyük bir öneme sahip” dedi.
İsrail’in bölgedeki hedefleri arasında, bu zengin kaynakların kontrolü ve Fırat suyunun stratejik kullanımı yer alıyor. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, “İsrail, Fırat’ın doğusunu kontrol ederek bölgedeki su kaynaklarını ele geçirmek istiyor” ifadelerini kullandı.
Bu gelişmeler, Suriye’nin kuzeydoğusundaki enerji ve su kaynaklarının küresel güçlerin mücadelesine nasıl sahne olduğunu gözler önüne seriyor. Bölgenin geleceği, hem yerel hem de uluslararası aktörlerin stratejilerine bağlı olarak şekillenecek.