Türk Toraks Derneği Başkanı Prof.Dr.Araştırmaların hava kirliliğindeki partiküllerin koronavirüs taşıdığını gösterdiğini belirten Hasan Bayram, dış ortamlarda maske takılması gerektiğini söyledi.
Hasan Bayram yaptığı açıklamada, yapılan araştırmaların öksürme, yüksek sesle konuşma, gülme gibi kapalı alan aktiviteleri sırasında açığa çıkan damlacıkların ortama yayılabildiğini ve belli bir süre havada asılı kalabildiğini gösterdiğine dikkat çekti. Bayram, açık alanlar için de bu yönde araştırma yapıldığını söyledi. Yapılan çalışmalarda havadan toplanan partiküllerde çeşitli mantar, bakteri, virüs ve antijenlerin bulunduğunun altını çizdi. 2010 yılında Tayvan'da yapılan bir çalışmada çölden gelen toz fırtınaları sırasında partiküllerde Influenza-A virüsü olduğu tespit edildi. Dr. "Son olarak İtalya'da yapılan bir çalışmada, araştırmacılar belirli merkezlerden hava kirletici partikülleri topladılar ve bu partiküllerin koronavirüs taşıdığını gösterdi." Bu partiküllerin hastalığa neden olabileceği konusunun henüz kanıtlanamadığının altını çizen Prof. Dr. Bayram, "Şimdi bilim adamları bunu göstermeye çalışıyor. Çünkü partiküllerde virüsün varlığı, hastalığın yayılabileceği şüphesini artırıyor. Virüs güneşe maruz kaldığında veya havada uzun süre beklediğinde aktivitesini kaybedebilir, ancak parçacıkların yüzeyinde olabilir.O anda etkisiyle hızla yayılır. Rüzgar ve eğer biri canlılığını kaybetmeden 10 dakika içinde bu parçacıkları solursa hastalık bulaşabilir.Özellikle İstanbul gibi kalabalık şehirlerde otobüs beklerken dış ortamda kalabalık ve kalabalık olduğunu düşünürsek durmak, sokaklarda, sokaklarda, parkta yürümek … Bu tür bir kirlenme mümkündür.Tüm bunlardan net bir sonuç çıkarılabilir:Dış ortamdaki risk, iç ortama göre daha düşüktür, ancak bu riskin sıfır olduğu anlamına gelmez. İç ortam gibi maske takmanız gerekiyor. "
" Ha Fazilet kirliliği virüslerin ve bakterilerin yapışmasının yolunu açıyor "
Prof. Dr. Hasan Bayram, hava kirliliğinin koronavirüsün yayılmasına katkıda bulunabileceğini söyledi.
Partikül madde, ozon, nitrojen dioksit, kükürtdioksit gibi hava kirleticileri, Ağır metaller vücuda alındığında akciğerler yoluyla tüm vücuda yayılabilir, Bayram, "Hava kirleticileri sadece ilk temas ettikleri akciğerler ve solunum yollarıdır. değil, kanla karışarak tüm sistemleri, özellikle de kalbi ve beyni etkileyebilir. Hava kirleticilerinin akciğerlerin ve solunum yollarının savunma ve temizleme kapasitesini de olumsuz etkileyebileceğine işaret eden Prof.Dr.Hasan Bayram sözlerini şöyle sürdürdü:"Hava kirleticileri, solunum yollarında ve akciğerlerde bir tür iltihaplanma ve hücre hasarına neden olur. . Virüsler ve bakteriler hasarlı yüzeylere daha kolay yapışabilir. Deneysel çalışmalarda, hava kirliliğine maruz kaldıktan sonra bu hücrelerin yüzeyinde bir dizi virüs bulunur. Bu reseptörler, virüslerin yapışma bölgesi olarak rol oynarlar. Bu nedenle hava kirleticileri, hücre seviyesinde hava yollarında yaptıkları değişikliklerle virüs ve bakterilerin yapışmasını kolaylaştırır. "
" Yoğun kirlilik saatlerinde dışarı çıkmayın "
Viral hastalıklara olan eğilimi artırıcı etkisinin olduğunu vurgulayan Hasan Bayram, ülke olarak hava kirliliğini azaltmak için bir takım tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.
Bayram Özellikle kronik hastalığı olanlar için yenilenebilir enerji kaynaklarına ve hava kalitesine yönelmenin gerekli olduğunu belirterek, sabah ve akşam saatlerinde hava kirliliğinin yoğun olduğunu belirterek, bu nedenle evlerini havalandırmak isteyenlerin gün ortasını tercih etmesi gerektiğini belirtti. Bayram, "Özellikle KOAH, astım, kalp hastalığı gibi hassas kronik hastalıkları olanların, yaşlıların ve çocukların yoğun hava kirliliğinin olduğu dönemlerde dışarıda fazla vakit geçirmemelerini tavsiye ediyoruz. Hava kirliliğinin yoğun olduğu saatlerde camları kapalı tutmalarını tavsiye ediyoruz. "Diye konuştu.