Mercedes, otonom sürüş özelliklerini tamamen hazır olana kadar kullanıcılarına açmamaya karar verdi. Bu, Tesla gibi şirketlerin yaklaşımlarında oldukça ters etki yaratıyordu.
Otonom sürüşte en iyisi olmak isteyen birçok şirket var. Her şirket kendi teknolojilerini öne çıkarmak için farklı yöntemler ve farklı alternatifler deniyor. Tesla ve Mercedes, şirketlerin otonom sürüş yaklaşımında en uzak iki uç nokta olarak öne çıkıyor. Automotive News Europe'da yayınlanan bir makale Tesla ve Mercedes'in yaklaşımları arasındaki farkı açıkça gösteriyor. Tesla, akıllı telefonların işletim sistemi güncellemelerine eşdeğer bir hızda otonom özellik güncellemelerini yayınlarken, Alman firması tamamladığı ürünle müşterilerini bulmayı hedefliyor.
Girişimle köklü şirket farkı
Tesla, otonom sistem güncellemeleri ile kullanıcılarına yeni özellikler açarken oluşabilecek sorunlardan da sorumlu olmadığını belirtiyor. Amerikan otonom araç şirketi bir girişim olduğu için bu yaklaşım onlar için oldukça mantıklı bir çözüm. Böylelikle bu verileri inceleyerek sürekli veri toplama ve kendilerini geliştirme şansına sahip olurlar. Öte yandan Mercedes, onlarca yıldır faaliyet gösteren bir şirket. Sonuç olarak, Tesla olarak agresif bir yaklaşımdan kaçınmak, büyüklük ve konum itibariyle bir şirket için çok daha makul bir strateji olarak öne çıkıyor.