Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in yerine atanan kayyımla ilgili açtığı iptal davasında önemli bir karar çıktı. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) "somut norm denetimi başvurusunda" bulunulmasına hükmetti. Bu gelişme, kayyım kararlarının geleceği açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.

Kayyım Kararına İtiraz: Süreç Nasıl İşleyecek?

Ahmet Özer'in avukatı Hüseyin Ersöz, mahkemenin kararını sosyal medya hesabından duyurdu. Ersöz, "somut norm denetimi" talebinin kayyım kararının doğrudan iptali anlamına gelmediğini, ancak kayyım atama kararına temel teşkil eden kanun maddesinin Anayasa'ya uygunluğunun incelenmesine imkan sağladığını vurguladı. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, benzer kayyım uygulamaları için emsal teşkil edebilecek.

Hüseyin Ersöz'ün konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde:

"Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in görevden uzaklaştırılması ve belediyeye kayyım atanması işlemlerinin iptali için İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde açtığımız davada karar verildi. İdare Mahkemesi, Belediye Kanununun 46. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu iddiamızı ciddi bularak, Anayasa Mahkemesi’ne somut norm denetimi başvurusunda bulunulmasına karar verdi."

Bu kararın, kayyım kararının iptali anlamına gelmemekle birlikte, kayyım atama kararına dayanak olan kanun maddesinin Anayasa'ya aykırılığının incelenmesine olanak verecek bir sonuç doğurduğunu belirten Ersöz, Anayasa Mahkemesi'nin kararının önemine dikkat çekti.

Anayasa Mahkemesi'nin Kararı Ne Anlama Geliyor?

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak somut norm denetiminde, eğer Anayasa'ya aykırılık tespit edilirse ve Belediye Kanununun 46/2. maddesi iptal edilirse, tartışmalı kayyım kararlarının dayanağı tamamen ortadan kalkmış olacak. Bu durum, benzer davalar için emsal teşkil edebileceği gibi, yerel yönetimler üzerindeki merkeziyetçi baskıları da azaltabileceği düşünülüyor.

Avukat Ersöz, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği kararın, demokrasi, seçme ve seçilme hakkı ile merkezi-yerel yönetim ayrımı açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. Bu süreçte, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, sadece Ahmet Özer'in durumu için değil, Türkiye'deki yerel yönetimlerin geleceği için de belirleyici olacak.

Türkiye'de kayyım atamaları, özellikle son yıllarda sıkça tartışılan bir konu haline geldi. Birçok belediye başkanı görevden alınarak yerlerine kayyım atanması, yerel demokrasi ve seçme-seçilme hakkı gibi temel ilkeler açısından eleştirilere neden oluyor. Bu nedenle, Ahmet Özer davasında verilen karar ve Anayasa Mahkemesi'nin yapacağı inceleme, kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

Ahmet Özer davasında mahkemenin AYM'ye başvurma kararı, kayyım uygulamalarına karşı önemli bir adım olarak görülüyor. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, Türkiye'deki yerel yönetimlerin geleceği ve demokrasi ilkesinin uygulanabilirliği açısından kritik bir öneme sahip. Bu süreçte, hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması ve adil bir karar verilmesi bekleniyor.