Çankırı Karatekin Üniversitesi'nde yaşanan rektör değişikliği ve ardından ortaya atılan yolsuzluk iddiaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Eski rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi'nin, görev süresi boyunca usulsüzlük yaptığı ve milyonlarca liralık vurgun gerçekleştirdiği öne sürülüyor. Bu iddialar, üniversite camiasında ve şehirde büyük bir şaşkınlık yaratırken, yeni rektör Prof. Dr. Mevlüt Karataş'ın bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği merakla bekleniyor.

Rektör Çiftçi'ye Yöneltilen Ağır Suçlamalar

Akademisyenlerin kaleme aldığı bir bildiriyle ortaya çıkan iddialar, Prof. Dr. Harun Çiftçi'nin 4 yıl boyunca döner sermayeden aylık 1 milyon 210 bin TL maaş aldığı yönünde. Bildiride, rektörün yasalara aykırı bir şekilde iki farklı döner sermaye ek ödemesi aldığı, bu tutarın her altı ayda bir memur maaşlarına yapılan zam oranında arttırıldığı belirtiliyor. Ayrıca, geçmiş yılların kârı ve gelirlerinden ayrılan paraların da usulsüz bir şekilde dağıtıldığı iddia ediliyor. Bu durumun, kurumun mali yapısına büyük zarar verdiği ve şahsi çıkarlar için kullanıldığı öne sürülüyor.

"Karşı Çıkan Emekli Edildi" İddiası

Bildiride yer alan bir diğer çarpıcı iddia ise, rektörün usulsüz uygulamalarına karşı çıkan döner sermaye işletme müdürünün görevden alınarak emekli edilmesine sebep olduğu yönünde. Akademisyenler, müdürün bu durumu hem sözlü hem de yazılı olarak rektöre bildirmesine rağmen, rektörün uygulamalarına devam ettiğini ve müdürü görevden aldığını belirtiyor. Bu durum, üniversitede baskı ve sindirme politikalarının uygulandığı yönünde endişelere yol açıyor.

Akademisyenlere Ödeme Yapılmadığı İddiası

Akademisyenlerin iddiasına göre, 2021 yılına kadar döner sermayeye yaklaşık 12 milyon 500 bin dolar yatırıldı. 2021'e kadar gelire katkısı olan akademisyenlere ek ödeme yapıldığı halde, 2021 mayıs ayından itibaren gelire bire bir katısı olan akademisyenlere hiçbir ödeme yapılmadığı kaydedildi. Bu durum, akademisyenler arasında büyük bir huzursuzluğa neden olurken, rektörün bu konuda herhangi bir açıklama yapmaması tepkilere yol açıyor.

Türkiye'deki diğer üniversitelerde de benzer döner sermaye uygulamaları olduğu ve usulsüzlük iddialarının sıkça gündeme geldiği biliniyor. Bu durum, üniversitelerin mali denetimlerinin daha sıkı yapılması ve şeffaflığın sağlanması gerekliliğini ortaya koyuyor.

Çankırı Karatekin Üniversitesi'nde yaşanan bu olay, yükseköğretim kurumlarında şeffaflık ve hesap verebilirliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İddiaların soruşturulması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması, hem üniversitenin itibarını korumak hem de kamuoyunun vicdanını rahatlatmak adına büyük önem taşıyor. Yeni rektörün bu süreçte nasıl bir yol izleyeceği ve üniversiteyi bu zor durumdan nasıl çıkaracağı merakla bekleniyor.