Hüseyin Çelik'ten Erdoğan'a Sert Adalet Eleştirisi! Şok Sözler
Son Dakika

Hüseyin Çelik'ten Erdoğan'a Sert Adalet Eleştirisi! Şok Sözler


03 June 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 10 June 2025

AKP'nin kurucularından ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, iktidara yönelik sert eleştiriler içeren bir bildiri yayınladı. "Adalet Çağrısı" başlığıyla yayımlanan bildiride, Türkiye'deki hukuk devleti ilkesinin askıya alındığı ve yargının yürütmenin kontrolüne girdiği vurgulandı. Bildiri, siyaset dünyasında geniş yankı uyandırdı.

Hüseyin Çelik'ten Kritik Adalet Vurgusu

Hüseyin Çelik'in sosyal medya hesabından paylaştığı bildiride, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmaması, yargılamalarda siyasi tercihler ve keyfiliğin egemen olması gibi konulara dikkat çekildi. Bildiride yer alan bazı önemli eleştiriler şu şekilde sıralandı:

  • Makul gerekçelerden yoksun tutukluluklar
  • Yargılama süresinin gereksiz uzatılması
  • İltisak ve irtibat gibi uydurma delillerle suç ihdas edilmesi
  • Gizli tanık kullanılarak suç icat ve isnat edilmesi
  • Mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilenlerin mal ve mülklerine el koyulması
  • AİHM kararlarının görmezden gelinmesi
  • Kayyım atamaları ve KHK gibi uygulamalar

Çelik, bu uygulamaların anayasayı, uluslararası hukuku ve insan haklarını doğrudan ihlal ettiğini belirtti. Hukukta öngörülebilirliğin zedelenmesi, insanların haksız yere işinden ve aşından yoksun bırakılması gibi durumların "korku ortamı" yarattığına ve ülkenin saygınlığına zarar verdiğine dikkat çekti.

Adaletsizlik Bir Beka Sorunu Mu?

Bildiride, adaletsizliğin bir "beka sorunu" olduğu vurgulanarak, özellikle ceza yasalarının öngörülemez biçimde yorumlanması, gazeteci, yazar, iş insanları ve siyasilere dönük keyfi gözaltı ve tutuklamaların yargıya güveni sarstığı ifade edildi. Yargı mensuplarının inançlarını, siyasi görüşlerini ve ideolojik yaklaşımlarını kararlarına yansıtmalarının çözülmesi gereken en ciddi bağımlılık ve taraflılık sorunu olduğu belirtildi.

Çelik, yargının siyasi hesaplaşmaya ve keyfiliğe yol açacak uygulamalara alet edilmesinin hukuk devletinin, demokrasinin ve özgürlüklerin sonunu getireceği uyarısında bulundu. Hak ve özgürlüklerin evrenselliği gözetildiğinde, hiçbir devletin hak ihlallerini "iç işimiz" savunmasıyla geçiştiremeyeceğini söyledi.

Yargı Reformu Çağrısı

Bildiride, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile "hesap verebilirliği" arasındaki denge kurulmadan yargı ile yasama ve yürütme organları arasındaki sorunun çözülemeyeceği belirtildi. Bu nedenle, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını güvence altına alacak, hukuk eğitiminden yüksek yargı organlarının yeniden yapılandırılmasına kadar köklü bir yargı reformunun kaçınılmaz olduğu vurgulandı.

Hüseyin Çelik, vatandaşların en temel anayasal hakkı olan her türlü kaygı ve korkudan arındırılmış güvenli bir hayat sürmelerini sağlamanın devletin varlık sebebi olduğunu belirterek, öncelikle siyasi hedef taşıdığı açıkça görülen yargısal uygulamalara son verilmesi gerektiğini ifade etti. Devlete yapılabilecek en büyük kötülüğün, hukukun işleyişine siyasetin ayrımcı biçimde müdahale etmesi olduğunu söyledi.

Güncel adaletsizliklerin çözümü için AYM ve AİHM kararlarının objektif bağlayıcılığının esas olduğunu vurgulayan Çelik, "gizli tanık", "iltisak" ve benzeri istismara açık uygulamalarla adil yargılama ilkesinin zedelenmesine son verilmesi gerektiğini belirtti. Ciddi biçimde daraltılan ifade özgürlüğü alanının genişletilmesinin demokratik hukuk devleti olma iddiasının vazgeçilmez gereği olduğunu ifade etti.

Hüseyin Çelik'in bu açıklamaları, AKP içinde uzun süredir devam eden adalet ve hukuk devleti tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bildirinin yankıları ve siyasi etkileri önümüzdeki günlerde daha net bir şekilde görülecek.