İran ve İsrail arasındaki gerilim, İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla tırmanışa geçti. İran'ın bu saldırıya cevabı merakla beklenirken, kullanılan füzeler ve bu füzelerin Demir Kubbe savunma sistemini nasıl etkisiz hale getirdiği büyük bir merak konusu oldu. Peki, İran'ın İsrail'e karşı kullandığı füzeler neler ve bu füzelerin özellikleri neler?

İran'ın İsrail'e Yönelik Füze Saldırısı

İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısı, bölgedeki tansiyonu zirveye taşıdı. Kullanılan füzelerin Demir Kubbe hava savunma sistemini aşması, dikkatleri bu füzelerin özelliklerine çevirdi. İran'ın envanterinde bulunan ve saldırıda kullanıldığı iddia edilen bazı füzeler şunlar:

• Hürremşehr: Orta menzilli balistik füze olan Hürremşehr, nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip. Sıvı yakıtlı olan bu füze, İran'ın caydırıcılık gücünün önemli bir parçası olarak görülüyor.
• Şahab-3: Yine orta menzilli balistik füze olan Şahab-3, daha eski bir model olmasına rağmen hala İran'ın envanterinde bulunuyor. Farklı varyantları bulunan bu füzenin menzili, İsrail'i hedef alabilecek kapasitede.
• Hayber Şiken: Yeni nesil bir füze olan Hayber Şiken, katı yakıtlı olması sayesinde daha hızlı hazırlanabiliyor ve ateşlenebiliyor. Bu özellik, füzenin hareket kabiliyetini artırarak savunma sistemleri için daha zorlu bir hedef haline gelmesini sağlıyor.

Demir Kubbe'nin Etkisizliği Tartışılıyor

İran'ın fırlattığı füzelerin Demir Kubbe hava savunma sistemini aşması, bu sistemin etkinliği hakkında soru işaretleri yarattı. Demir Kubbe, kısa menzilli roket ve füze tehditlerine karşı geliştirilmiş olsa da, bazı durumlarda hedefleri imha etmede yetersiz kalabiliyor. Sistem, gelen tehditleri tespit ederek havada imha etmeyi amaçlıyor ancak yoğun saldırılar veya teknik aksaklıklar nedeniyle bazı füzelerin geçişine izin verebiliyor. Uzmanlar, Demir Kubbe'nin başarısının, saldırının yoğunluğuna, kullanılan füze tiplerine ve sistemin güncellik düzeyine bağlı olduğunu belirtiyor.

Füze Saldırısının Bölgesel Etkileri

İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısı, bölgesel güvenlik dengelerini derinden etkileme potansiyeline sahip. Bu tür saldırılar, iki ülke arasındaki gerilimi daha da tırmandırırken, diğer aktörlerin de müdahil olabileceği bir çatışma riskini artırıyor. Bölgedeki ülkeler, bu tür gerilimlerin azaltılması ve diplomatik çözümlerin bulunması için çaba göstermeye devam ediyor. Ancak, mevcut durumda tansiyonun düşürülmesi ve kalıcı bir çözüm bulunması oldukça zor görünüyor.

İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısı, bölgedeki kırılgan dengeyi daha da tehlikeye soktu. Kullanılan füzelerin özellikleri ve Demir Kubbe'nin performansı, gelecekteki olası çatışmalar için önemli bir ders niteliğinde. Bölgesel ve küresel aktörlerin, bu gerilimi azaltmak ve kalıcı bir barış sağlamak için daha yoğun çaba göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde, bölge daha büyük bir çatışmanın eşiğine gelebilir.