İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik başlattığı saldırılar, sadece can kayıplarına değil, aynı zamanda basın özgürlüğüne de ağır darbe vuruyor. 7 Ekim 2023'ten bu yana gözaltına alınan 177 Filistinli gazeteciden 49'u hala İsrail hapishanelerinde tutuluyor. Bu durum, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açarken, Filistinli gazetecilerin yaşadığı zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor.
Filistinli Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor
İsrail'in Filistinli gazetecilere yönelik baskıları, son yıllarda giderek artış gösteriyor. Tutuklamalar, gözaltılar, seyahat yasakları ve yayın yasakları gibi çeşitli yöntemlerle gazetecilerin haber yapma özgürlüğü kısıtlanıyor. Bu durum, Filistin halkının gerçekleri öğrenmesini engellemenin yanı sıra, uluslararası kamuoyunun da bölgedeki gelişmelerden doğru bir şekilde haberdar olmasını zorlaştırıyor.
Peki, İsrail'in bu baskıcı tutumunun ardında yatan sebepler neler? Uzmanlara göre, İsrail hükümeti, Filistin topraklarındaki işgal politikalarını ve insan hakları ihlallerini gizlemek amacıyla gazetecileri hedef alıyor. Bağımsız gazetecilerin bölgedeki gerçekleri ortaya çıkarması, İsrail'in çıkarlarına ters düşüyor.
Hapisteki Gazetecilerin Durumu Ne?
Hapiste tutulan 49 Filistinli gazetecinin durumu hakkında net bir bilgi bulunmuyor. Aileleri ve avukatları, gazetecilerin kötü koşullarda tutulduğunu, işkenceye maruz kaldığını ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin kısıtlandığını belirtiyor. Uluslararası insan hakları örgütleri, İsrail'e gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.
- Gazetecilerin çoğu, "güvenliği tehdit etmek" veya "terör örgütlerine destek vermek" gibi asılsız suçlamalarla tutuklandı.
- Bazı gazeteciler, haber yaptıkları veya sosyal medya paylaşımları nedeniyle hedef alındı.
- Hapisteki gazetecilerin aileleri, çocuklarının serbest bırakılması için uluslararası kamuoyundan yardım bekliyor.
Uluslararası Toplum Ne Yapmalı?
Filistinli gazetecilere yönelik bu zulme dur demek için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar, İsrail'e baskı yaparak gazetecilerin serbest bırakılmasını sağlamalı ve basın özgürlüğünün korunması için gerekli adımları atmalıdır. Ayrıca, uluslararası medya kuruluşları da Filistinli gazetecilerin sesini duyurarak, bölgedeki gerçekleri dünyaya aktarmalıdır.
İsrail'in Filistinli gazetecilere yönelik baskıları, sadece Filistin halkının değil, tüm dünyanın haber alma özgürlüğünü tehdit ediyor. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu zulme karşı sessiz kalmaması ve gerekli adımları atması büyük önem taşıyor.