Narin Güran Cinayeti: Annesi Cezaevinde! Şoke Eden Fotoğraf
Son Dakika

Narin Güran Cinayeti: Annesi Cezaevinde! Şoke Eden Fotoğraf


20 May 20255 dk okuma21 görüntülenmeSon güncelleme: 03 July 2025

Diyarbakır'da yaşanan Narin Güran cinayeti Türkiye'yi derinden sarsmıştı. 2024 yılında kaybolan 8 yaşındaki Narin'in cansız bedeni, bir dere yatağına gömülmüş halde bulunmuştu. Cinayetin ardından anne Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Şimdi ise anne Yüksel Güran'ın cezaevindeki son hali ortaya çıktı.

Cezaevinden İlk Kare

Narin Güran cinayetinin yankıları sürerken, anne Yüksel Güran'ın cezaevindeki bir fotoğrafı gündeme bomba gibi düştü. Fotoğrafta Yüksel Güran, oğlu Baran Güran ve diğer çocuklarıyla birlikte görülüyor. Bu fotoğraf, cinayetin ardından ailenin yaşadığı travmayı ve değişen hayatlarını gözler önüne seriyor.

Olay, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe köyünde yaşanmıştı. 21 Ağustos 2024 tarihinde kaybolan Narin Güran’ın bulunması için başlatılan arama çalışmaları 20 gün sürmüştü. Küçük Narin’in cansız bedeni, Eğertutmaz Deresi'nde dere yatağına gömülmüş bir çuval içerisinde bulunmuştu. Olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda anne, ağabey ve amca tutuklanmış ve müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Cinayetin Detayları ve Toplumsal Etkileri

Narin Güran cinayeti, Türkiye'de aile içi şiddet ve çocuk istismarı gibi önemli sorunları bir kez daha gündeme getirmişti. Cinayetin detayları, toplumda büyük bir infiale yol açmış ve yetkililerin bu tür olayların önlenmesi için daha fazla çaba göstermesi gerektiği yönünde çağrılar yapılmıştı. Bu tür vakaların önlenmesi için alınması gereken önlemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Aile içi şiddetin önlenmesine yönelik eğitimlerin artırılması
  • Çocukların korunması için sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi
  • Hukuki düzenlemelerin daha caydırıcı hale getirilmesi
  • Toplumun bilinçlendirilmesi ve farkındalık yaratılması

Narin Güran cinayeti, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun yaşadığı bir travma olarak hafızalara kazınmıştır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hep birlikte mücadele etmek ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşımaktadır.

Bu tür olayların yaşanmaması için, toplum olarak daha duyarlı olmalı ve çevremizde gördüğümüz olumsuzluklara karşı sessiz kalmamalıyız. Unutmayalım ki, her birimizin sorumluluğu, çocuklarımızın güvenli ve sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlamaktır.