Kocaeli'de yaşanan inanılmaz bir olay, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü! 2017 yılında özel bir hastanede ileri evre meme kanseri teşhisi konulan ve iki göğsü birden alınan 52 yaşındaki Çiğdem Kışlalı'nın hayatı adeta kabusa döndü. Ancak daha sonra yapılan tetkiklerde Kışlalı'nın aslında kanser olmadığı ortaya çıktı! 8 yıldır süren hukuk mücadelesinde mahkeme kararını verdi, ancak Kışlalı bu karara isyan etti.
Yanlış Teşhisin Bedeli: 225 Bin TL Tazminat mı?
Olay, Çiğdem Kışlalı'nın 2017 yılının Ekim ayında göğsünde bir kitle hissetmesiyle başladı. Özel bir hastaneye başvuran Kışlalı'ya yapılan tetkikler sonucunda 5'inci evre meme kanseri teşhisi konulduğu iddia edildi. Doktorlar, kanserin çok hızlı yayıldığını ve acil ameliyat olması gerektiğini söylediler. Farklı tarihlerde üç operasyon geçiren Kışlalı'nın iki göğsü de alındı. Toplamda 20 saat süren ameliyatlar ve sonrasında uygulanan kemoterapi ve ilaç tedavisiyle Kışlalı büyük bir travma yaşadı.
Ancak bir süre sonra Kışlalı, kendisine kemoterapi ve ilaç tedavisi verilmemesi üzerine şüphelenerek patoloji sonuçlarını inceledi. Aynı hastanenin patoloji kliniğinden çıkan sonuçlarda, ameliyatta alınan parçalarda kanser hücresine rastlanmadığı belirtiliyordu! Şoke olan Kışlalı, hastaneye ödediği 50 bin TL'nin üzerindeki ücretle birlikte rapor ve belgelerle savcılığa giderek doktor ve hastane yöneticilerinden şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı ve doktorlar M.T.İ. ve T.C. ile özel hastane hakkında dava açıldı.
Mahkeme Kararı Tatmin Etmedi
Kocaeli 1’inci Tüketici Mahkemesi’nde görülen dava, yaklaşık 6 yıl sonra 28 Kasım 2023'te sonuçlandı. Mahkeme, davalıların 25 bin TL maddi, 200 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti. Ancak bu karar, hem Çiğdem Kışlalı'yı hem de sanık avukatlarını tatmin etmedi. Kışlalı, hükmedilen tazminat miktarının çok düşük olduğunu belirterek avukatı aracılığıyla itiraz etti. Sanık avukatları ise yargılamanın eksik ve hatalı olduğunu savunarak kararı üst mahkemeye taşıdı. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5’inci Hukuk Dairesi, uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti kurulması gerektiğini belirterek Kocaeli 1’inci Tüketici Mahkemesi’nin kararını kaldırdı. Bozma kararının ardından dava yeniden görülmeye başlandı ve mahkeme, önceki kararını uygulayarak Kışlalı'ya dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte 25 bin TL maddi, 200 bin TL de manevi tazminatın müşterek ödenmesine hükmetti.
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Çiğdem Kışlalı, karara tepki göstererek şunları söyledi:
"Bir arpa yol gidemedim diye düşünüyorum. Çünkü elimde hakim beyin vermiş olduğu bir karar var. Yani, ‘Haklısın, al sen şu parayı sus’ denildi. Ben ne diyeceğimi bilemiyorum artık. Şu anda yeniden sağlığıma kavuşmak için bir operasyon geçirsem 225 bin TL ile ameliyat olamıyorum. Maddi-manevi psikolojim yerlerde. Yani demek ki adalet bu, yapılacak hiçbir şey yok. Benimle birlikte 3-5 kişiyi daha görüyorum. Kimisi sakat kalmış, kimisi yeniden ameliyat olmuş. Ben artık şunu mu demeliyim, ‘Türkiye’de gerçekten adalet yerini bulmuyor’? Ne yapayım?"
Kışlalı, yaşadığı süreci ise şu sözlerle anlattı:
"Mememde küçük bir kitle vardı. O kitle için doktora gittiğimde apar topar, ‘Hemen bu kitleyi almanız lazım. Bir gün içerisinde de bir yıl içerisinde de vücudunuzu sarabilir’ denildi. Hayatımda ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Tabii ki biz doktorlar ne derse onu yapıyoruz. Zaten iki doktordu. O doktor çetesinin içerisinde o ona pasladı, o ona pasladı derken bu süreci kendilerine göre 3 aya yaydılar."
Hastanenin ve doktorların kendisini sakat bıraktığını iddia eden Kışlalı, sözlerine şöyle devam etti:
"8 seneden beri şu lazım gönderiyoruz, bilirkişi raporu gönderiyoruz, Adli Tıp Raporu gönderiyoruz. Adli Tıp Raporu'nun 8’inci sayfasında benden hiçbir şekilde herhangi bir onama alınmadığı tespit edildi, yazılı belge var. Ben bunu söyledim ve bugün hakim bey, 3 ay önce verdiği kararı yine aynı şekilde aynı ücretle kararı yeniledi. Sağ kol altı lastik lenf başlarımı da aldılar. Beni sakat bıraktılar. Ben ameliyatta benim lenf başlarımın alınacağını bilmiyordum. Ben ameliyattan çıktığımda aileme, ‘Lenf başları da temizlendi, hiçbir şey yok’ denildi. Bana teselli olarak ‘En azından kanser olmadığına sevin’ demişlerdi. Tamam, sevineyim ama ben mesleğimden oldum, kadınlığımdan oldum. Maddi manevi bütün ruh halim çöktü. Adalet nerede? Ben daha hala gelip gidiyorum. Burada yaşamıyorum."
Bu trajik olay, sağlık sektöründeki yanlış teşhislerin ve hataların nelere yol açabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Çiğdem Kışlalı'nın yaşadığı bu acı tecrübe, benzer durumların yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Kışlalı'nın hukuk mücadelesi devam ederken, adalet arayışının sonuçsuz kalmaması ve benzer mağduriyetlerin önüne geçilmesi umuluyor.